Kanser taramalarının erken teşhis ve tedavi için hayati kıymet taşıdığını belirten Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Op. Dr. Murat Can Mollaoğlu, “Kanser taraması, hastalıkların denetimi hedefiyle asemptomatik (hastalıkla ilgili belirtiler göstermeyen) şahısların muayene edilmesi ve incelenmesidir. Sağlıklı görünen ve şimdi klinik belirtiler göstermeyen bireylerde daha ileri tekniklerle doğrulanarak, varsa olumlu bir bulgunun erken devirde ortaya çıkarılması için kanser taramaları hayli önemlidir” tabirlerini kullandı.
Hasta
Nefroloji Uzm. Dr. Mehmet Büyükbakkal, Ramazan ayında kronik böbrek hastalarının polikliniklere gelerek oruç tutmak ve iftar, sahur üzere özel anları aileleri ile birlikte geçirmek için tabiplere danışmak gayesiyle başvurduğunu belirtti.
Kanserle Savaş Haftası ile ilgili konuşan Prof. Dr. Yavuz Özoran, erken teşhis ve tedavi için kanserin erken klinik belirtilerinin topluma öğretilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye’de karaciğer hastalıklarının sıklığı son yıllarda artıyor. Artışın nedenleri ortasında hayat üslubundaki değişiklikler, obezite, yetersiz beslenme, alkol tüketimi, hepatit B ve C virüsleri üzere faktörler yer alıyor. Türkiye’de yapılan araştırmalar, sirozun Türkiye’deki en sık görülen karaciğer hastalığı olduğunu gösteriyor. Karaciğer hastalıklarının artmasıyla Türkiye’de karaciğer nakli sayıları da son yıllarda artmıştır. Türkiye, Avrupa’da karaciğer nakli yapılan ülkeler ortasında birinci sıralarda yer almaktadır. Pekala karaciğer nakli nasıl oluyor? Tedavi muvaffakiyet oranı nedir?
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Lideri Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, kızamık olaylarında büyük artış yaşandığını söyledi. Prof. Dr. Yavuz, kendi kliniklerinde tedavi gören iki erişkin hastadan birinin öğretmen olduğuna da dikkat çekerek “İstanbul’dan çok fazla hadise bildirimi gelmeye başladı, bir salgından kelam edebiliriz nitekim. Aşılama takviminde bir an evvel eski oranlarımıza ulaşmamız gerekiyor” dedi. Kovid 19’un da mevsimsel grip üzere görülemeyeceğini belirten Prof. Dr. Yavuz, kimi merkezlerde test olumluluk oranlarının yüzde 50’lere ulaştığını vurguladı.
Çocuk çağı kanserlerinin yetişkinlerdeki kanserlere nazaran erken teşhisinin daha güç olduğunun ve ailelerin çok dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Dr. Kahraman Öncel, “Çocuklardaki kanserde maalesef yetişkinlerdeki üzere bir erken teşhis yahut teşhis yok. Ama günümüzde hasta sayılarının ve doktorların sayısının artmasından ötürü biraz daha erken teşhis koyma bahtımız kelam konusu” dedi.
Ramazan ayında uzun süren açlık, susuzluk ve uyku sistemindeki değişikliklerin migreni tetiklediğini belirten Prof. Dr. Okan Bölükbaşı, “Migrenli hastalara temel teklifimiz, nizamlı yemek yemeleri ve sistemli sıvı tüketmeleri gerekir” dedi.
Bayan hastalıklarında kapalı ameliyatların kullanımının son yıllarda değerli bir ivmeyle arttığını belirten Dr. Öğr. Ü. Mert Yeşiladalı, “Gerek doktor tecrübesinin artması gerekse teknolojik manayla yaşanan gelişmelerle birlikte önümüzdeki yıllarda bayan hastalıklarında açık ameliyatlar tarihe karışacak üzere duruyor” dedi.
İstanbul’da Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, zelzele riski nedeniyle iki farklı hastaneye taşınacak. Türk TORAKS Derneği, Türkiye’de teneffüs hastalıkları alanında kıymetli bir yeri olan hastanenin kendi yerinde, en süratli formda dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çekti.
Son yıllarda çocukluk çağında astım, egzama ve besin alerjileri üzere kronik hastalıkların görülme sıklığı arttı. Bu artıştan çevresel etmenler, çağdaş hayat şekli ve beslenmedeki değişiklikler sorumlu tutuluyor. Hazır ve işlenmiş besinlerin yüksek oranda tüketimine dayanan Batı tipi beslenme modelinin çocuklarda astım sıklığını artırdığını belirten Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Betül Karaatmaca, buna rağmen Akdeniz tipi beslenmenin astımdan koruduğunu vurguladı.