İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, evvelki gün İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nda yaptığı konuşmada, seçimleri “darbe” ile ilişkilendirdi. 15 Temmuz darbe teşebbüsünü anımsatan Soylu, toplumsal medyadan da “15 Temmuz’da büyük bir deneme yaptılar. Onların fiili darbe teşebbüsüydü. 14 Mayıs da Batı’nın siyasi darbe girişimidir” paylaşımını yaptı. Soylu’nun seçimler için tanımlamasına hukukçulardan ve siyasilerden reaksiyon geldi.
Hukukçu Turgut Kazan, Soylu’nun kelamlarıyla ilgili “Kullandığı cümleyi rastgele bir biçimde öteki biri yapmış olsa talimat verilir, o cümleyi kuranın kapısı sabaha karşı kırılır ve savcıya çıkıp tutuklanırdı” yorumunu yaptı.
(Turgut Kazan)
Eski Genelkurmay Lideri İlker Başbuğ’a, gazetemize 27 Mayıs’la ilgili yaptığı bir yorum nedeniyle “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” cürmünden dava açıldığını anımsatan Kazan, “Cumhurbaşkanı o vakit yeri göğü yıkmıştı. O tarihi bir olayın değerlendirmesiydi. Artık yarın için söylenen bir kelam var. Bu bir darbe çağrısı” dedi. Seçim devirlerinde içişleri bakanının istifa etmesi gerektiğini söyleyen Kazan, “Siz demokrasiye inanmadığınız için o mekanizmayı değiştirdiniz. Lakin her şeye karşın demokrasiye inanan beşerler 14 Mayıs’ta sandığa gitmeli ki bu türlü İçişleri Bakanlarıyla bir seçim süreci daha yaşamayalım” diye konuştu.
“BAHANE UYDURUYORLAR”
Hukukçu Bülent Yücetürk ise iktidarları değiştirmenin legal yolunun seçimler olduğunu vurguladı. AKP’nin de seçim kazanarak geldiğini söyleyen Yücetürk, “Seçimi ‘darbe girişimi’ olarak nitelemek, AKP’nin kazandığı bütün seçimleri de bir darbenin ya da birilerinin darbelerinin sonucunda kazanıldığı algısını yaratır. AKP; seçimi kaybediyor ve seçimin meşruiyetini ortadan kaldırmak için mazeret uyduruyor. Seçimler hiçbir vakit bir darbe teşebbüsü olarak nitelendirilemez. Bu türlü olursa o vakit asıl darbeye ne diyeceğiz” sorusunu yöneltti.
(Bülent Yücetürk)
Daha evvel misal açıklamaları nedeniyle suçlananları anımsatan Yücetürk, “AKP esasen uzunca bir müddettir muhalefetin her yasal hareketini ‘darbe girişimi’ olarak tanımladı. Kolay söz hürriyeti kapsamındaki açıklamaları bile darbe teşebbüsü sayarak cezalandırma yoluna gittiler. AKP’nin siyaset pratiği büsbütün bunun üzerine” dedi.
(Ümit Özdağ)
“SİYASİLERİ Mİ ÖLDÜRECEKSİNİZ?”
Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, Bakan Soylu’nun açıklamalarına reaksiyon gösterdi ve şunları söyledi:
“Türkiye 14 Mayıs 1950’de demokratik yaşama geçilen günden bugüne bu kadar ağır bir tehditle karşı karşıya kalmadı. Yani oy kullanmaya gelenler darbeciler mi? Bu nasıl bir yaklaşım? Bu demokratik hayatın tehdit edilmesidir. Sandıklar açıldığında, Cumhur İttifakı kaybettiğinde ‘Bu darbe girişimidir’ diyerek Türk halkına mı saldıracaksınız? Politikleri mi öldüreceksiniz? Ne yapacaksın.”
(Özgür Özel)
“NE DEDİKLERİNİ BİLMİYORLAR”
CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel ise yansısını şöyle lisana getirdi:
“Biz bu ülkenin kurucu partisiyiz. 14 Mayıs 1950’de seçimi kaybettik, iktidarı Demokrat Parti’ye devrettik. İsmet Paşa tereddüt bile etmedi. Şayet, İsmet Paşa üzere bir devlet adamı yerine Süleyman Soylu üzere bir Saray maşası olsaymış, ‘14 Mayıs’ta siyasi darbe yapıldı’ diye iktidarı vermeyecekmiş. Milletten kork. Bu millet iktidarı değiştirecek. Buna direnen olursa da direnenlerin alnını karışlayacak.”
(Engin Altay)
“AKIL TUTULMASI”
CHP Küme Başkanvekili Engin Altay da “Ne darbe teşebbüsü? Bu bir akıl tutulması. Batı neyin darbesini yapacak? Kaybedecekleri seçime mazeret aramasınlar” reaksiyonunu gösterdi.
Yorum Yok