Virüslere bağlı oluşan grip üzere birtakım üst ve alt teneffüs yolu enfeksiyonları daha çok akciğerlere verdikleri ziyanlar ile biliniyorlar. Lakin dikkat! Grip birebir vakitte kalp ve damarları da vurabiliyor! O denli ki 2020 yılında yayınlanan bir çalışmada; 8 yıl boyunca gözlemlenen 80 bin hastanın yüzde 12’sinde griple birlikte kalp krizi ile miyokardit üzere kardiyak komplikasyonlar görüldü. 2018’de gerçekleştirilen diğer bir çalışma da; grip teşhisi sonrasında bir hafta içinde kalp krizinde 6 kat artış olduğunu gösterdi.
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Gürsürer, bu nedenle kalp hastalarının grip üzere üst teneffüs yolu hastalıklarına karşı dikkat etmelerinin yaşamsal ehemmiyet taşıdığına dikkat çekerek, ”Viral bir enfeksiyona yakalandıktan sonra uygulanan tedaviler ortaya çıkan semptomları gidermeye yönelik oluyor. Yani kullanılan ilaçlar virüslere karşı tesir sağlayamıyor. Münasebetiyle virüsten korunmak için gerekli tedbirlerin alınması bilhassa kalp hastaları için son derece kıymetli. Virüslere karşı uğraşta en değerli 3 kural ise aşı olmak, maske kullanmak ve elleri sık sık yıkamaktır. Alınan tedbirlere karşın grip ya da gibisi hastalıkların belirtileri oluşursa komplikasyonları önlemek için vakit kaybetmeden bir tabibe başvurmak gerekiyor.” diyor.
Viral enfeksiyonların kalp krizi ve inme üzere kalp damar hastalıklarını nasıl tetiklediğine ait farklı teoriler mevcut. Grip enfeksiyonunun bedende yarattığı iltihabi durumun damar iç duvarını döşeyen örtüyü bozduğu ve bu örtünün yırtılması sonucu oluşan pıhtının damarı tıkadığı düşünülüyor. Öteki bir kanıya nazaran de, grip virüsüne karşı bedenin bağışıklık sisteminin çıkardığı hami unsurlar damar iç duvarına ziyan veriyor.
VİRÜSLERE KARŞI 10 TESİRLİ ÖNLEM!
Grip aşınızı kesinlikle yaptırın
Virüslere karşı korunmak ve hastalığın yayılmasını önlemek için almanız gereken en kıymetli tedbirlerden biri, grip aşısı yaptırmak. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Gürsürer, grip aşılarının hastalığın şiddetinin azalmasına yardımcı olduklarını belirterek, “Grip aşısının tesirini gösterebilmesi için 2-3 haftalık bir mühlete muhtaçlık oluyor. Bu periyot içinde virüsle karşılaşıldığında antikor cevabı oluşmadığı için hastalık gelişebiliyor. Münasebetiyle aşının salgınların başlamadığı sonbahar periyodunun başlarında yapılması ehemmiyet taşıyor. Fakat Şubat ayında en yüksek oranda görülen grip mayıs ayına kadar devam ettiği için grip aşısı yaptırmak için hiçbir vakit çok geç değildir” diyor.
Günde 10 bin adım atın
Hareketsizlik kan dolanımında ve güç metabolizmasında sorun oluştururken, obezite ve kabızlığa da neden olarak bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Sağlıklı bir beden için her gün 10 bin adım atmayı alışkanlık edin.
Rengarenk beslenin
Yetersiz ve istikrarsız beslenmek bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonun gelişme riskini artırıyor. Bağışıklığınızın güçlü kalması için bilhassa mevsiminde olan taze meyve ve zerzevat yemeyi ihmal etmeyin. Ayrıyeten tek taraflı diyetlerden sakının ve tabiatın size sunduğu besinleri, doğal olarak ve istikrarlı bir formda tüketin.
Kalabalık ortamlardan kaçının
Virüsler kalabalık ve kapalı ortamlarda havada asılı kaldıkları için çok kolay bulaşabiliyorlar. Bu nedenle hastalık kapabileceğiniz bu cins ortamlardan uzak durun, hastaysanız kendinizi kesinlikle izole edin. Kapalı yerlerde kalmak zorundaysanız, ağız ve burnunuzu kapatacak halde maske kullanmayı ihmal etmeyin.
İlaçlarınızı nizamlı kullanın
Kronik bir hastalığınız varsa ya da kalp hastasıysanız tabip denetimlerinizi aksatmayın ve ilaçlarınızı sistemli kullanın. Çünkü, kalbe yahut başka organlara ilişkin hastalığın denetim altında tutulmasıyla, dışarıdan gelecek olumsuz tesirleri daha kolay atlatmak mümkün oluyor.
Gelişigüzel ilaç almayın
Soğuk algınlığı ilaçları, kullandığınız başka ilaçlarla etkileşime girebiliyor. Bunun sonucunda kan basıncında yükselme ve uygunsuz antibiyotik kullanımında yetersiz ve gereksiz tedavi üzere meseleler gelişebiliyor. Hekiminize istişareden mutlaka ilaç kullanmayın.
Dinlenmeyi ihmal etmeyin
Yoğun iş gerilimi ve çok yorgunluk beden direncini düşüren etmenleri oluşturuyor. Münasebetiyle gün içinde kendinize dinlenme molaları vermeyi alışkanlık edinin. Beden direncinin kâfi olabilmesi için en az 7-8 saat kaliteli uyumayı da ihmal etmeyin.
Ellerinizi sık sık yıkayın
Ellerimiz gün boyunca yaptığımız çeşitli aktiviteler sonucunda gözle göremediğimiz virüs, bakteri ve parazit ile temas ediyor. Prof. Dr. Metin Gürsürer, “Ellerinizi sık sık yıkamanız, almanız gereken en kıymetli tedbirlerden biri. Ellerinizi en az 20 saniye bol su ve sabunla yıkamaya ihtimam gösterin. Su ve sabun olmayan yerlerde de alkol birtakım antibakteriyel temizleyici yahut ıslak mendillerden faydalanabilirsiniz” diye konuşuyor.
Saat başı 5 dakika havalandırın
Bulunulan ortamın havasız olması, teneffüs yoluyla ilgili hastalığı olan kişilerin konuşma, öksürük ve hapşırık yoluyla enfeksiyon bulaştırma riskini arttırıyor. Hasebiyle, bulunduğunuz ortamı her saat 5 dakika üzere bir müddet nizamlı olarak havalandırmanız büyük kıymet taşıyor.
Bol bol su için
Soğuk havalarda ısıtıcı aygıtların da tesiriyle odaların havası daha kuru oluyor. Bu durum da teneffüs yollarının kurumasına ve basitçe tahriş olmalarına yol açabiliyor. Bunun sonucunda üst teneffüs yolu enfeksiyonlarının gelişme riski artıyor. Hasebiyle gün içinde 2-2.5 litre sıvıyı gün içine yayarak tüketmeyi ihmal etmeyin.
Yorum Yok