Bu stantta aslında pandemi periyodundan esinlendiği, vaktin ruhuna uygun eserler görülebiliyor. Kapanmalarla ıssızlaşarak tanınmaz hale gelmiş metropoller sanatkarın bu seçkisine ilham kaynağı olmuş. Sanatkarın kent hayatından yola çıkarak yarattığı heykeller, yasaklı, tehlikeli, ölümcül halleriyle ziyaretçilere sular altında kalmış, karanlık bir gelecek kehanet ediyor. İnsan ve tabiat ilgisini sorguluyor.
3 BOYUTLULAR BİRİNCİ KEZ
Italo Calvino’nun birebir isimli romanından esinlenen Karakaya, çoğunlukla insanı merkezine alan işlerinden farklı olarak “Görünmez Kentler” standında tarihi anıtlar üzere yükselen mega yapılara ve metropol hayatına odaklanıyor. Karakaya’nın heykellerinde soyutluk var, lakin tablolarında soyutluk daha da ortaya çıkıyor. 3 boyutlu baskılar birinci sefer denenmiş. Lakin bütün işlerinde bir istikrar ve yer çekimine meydan okuma kelam konusu…
Sanatçının, devingen ya da durağan, geçmiş ile gelecek ortasında asılı kalmış ve Platon’un “Yukarısı nasılsa aşağısı öyledir” kelamını hatırlatan heykelleriyle vakitsiz yerler yarattığı “Görünmez Kentler” standı 21 Mayıs’a kadar Anna Laudel İstanbul’da görülebilir.
Yorum Yok