İzmir Ticaret Odası(İZTO) Meclisi mart ayı olağan toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan İZTO İdare Heyeti Lideri Mahmut Özgener, ekonomik ve aktüel gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanlığı ve 28. Devir Milletvekili seçimlerine dikkat çeken Mahmut Özgener, seçime kadar ve sonrasında iktisat siyasetleri net olarak açıklanana dek, piyasaların hassas bir istikrar üzerinde ilerleyeceğini belirtti.
FED’in faizleri 25 puan daha artırdı ve bir artışın daha yapılma ihtimaline dikkat çeken Özgener, “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ise faizi 8.5 puan olarak sabit tuttu. 2023 yılında piyasaların kestirim ettiği faiz indirimlerinin başlamaması ve FED’in varsayımlardan daha sıkı bir para siyaseti izlemesi durumunda, Türk Lirası kıymeti ve faizinde nasıl bir tepki siyaseti izleneceği konusunu netleştirmemiz gerekiyor. Başka Merkez Bankaları tarafından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda açılan mevduatların vadesi ve kaideleri ile ilgili ayrıntıların da netleşmesi, seçim sonrası periyotta kıymet taşıyor.Benzer bir halde, seçim sonrası devirde düşük faizli varlıkların faizlerinin piyasa oranlarına yükselmesiyle, banka bilançolarında ne kadarlık bir risk oluşabileceğinin de anlaşılması gerekiyor. En son Şubat dataları, bütün varlık kümelerindeki tasarrufların enflasyonun altında kaldığını gösteriyor. Ülkemizin mevcut para siyaseti ile tasarruflarını artırması mümkün görünmüyor” diye konuştu.
“İÇ TALEP DIŞ TİCARETİ OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Özgener konuşmasının devamında ise “Ülkemizde uygulanan ekonomik modelin, Türkiye’nin tüketime dayalı büyüme dinamiklerine rastgele bir tahlil üretemediğini, ekonomiyi iç tüketime daha da bağımlı hale getirdiğini görüyoruz. Modelin ve düşük faizlerin çıkış noktası olan, ihracatın büyümeye katkısı ise yalnızca yüzde 0,4 oldu. İhracat ve ithalat sayılarında ihracat aleyhine bozulma devam ediyor, 113 milyar dolarlık dış ticaret açığımız var. Kredilerle yükseltilen iç talep, Türkiye’nin dış ticaret ve cari süreçler istikrarını olumsuz etkilemeye devam ediyor. 12 aylık cari süreçler açığı 52 milyar dolara yakın. Bu süreçte, modelin yarattığı yüksek enflasyonun tesiriyle, iş gücünün gelirden aldığı hisse azalırken, sermayenin hissesi yükseldi. Datalar, 2023 yılı boyunca net ihracatın olumlu katkısı olmadan büyümeyi yüksek tutmanın güç olacağını ortaya koyuyor. Siyaset yapıcıların özel tüketimi yüksek tutmak için mali ve mali araçları kullanması olası olsa da, 6 Şubat zelzeleleri 2023 Gayrisafi Yurtiçi Hasıla büyümesi üzerinde yüzde 1 ile1,5 ortasında olumsuz bir tesire sahip olacak. Seçime kadar olan sürecin de eskisinden daha kritik bir hale geldiğinin altını çizmek isterim. Hem yaşadığımız sarsıntı felaketi, hem de yurtdışındaki gelişmeler hür piyasa şartlarından uzaklaşmanın maliyetini artırıyor. Seçime kadar olan süreçte siyaset yapıcılar için temel zorluk, artan cari istikrar baskısıyla birlikte Türk Lirası’nın döviz karşısındaki dalgalanmalarının boyutunu denetim etmek olacaktır” tabirlerini kullandı.
Yorum Yok