ARTICLE 19 ve HRW, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidardaki AKP’nin, parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’nin internet altyapısına yönelik potansiyel tehditleri incelediği bir rapor yayınladı. Rapor, muhalif görüşleri susturma konusunda geçmişi olan hükümetin dijital sansür araçlarını nasıl kullandığını ortaya koydu. Raporda ayrıyeten toplumsal medya platformları ve iletileşme servislerinin bu değerli seçimde insan hakları sorumluluklarını yerine getirmek için atmaları gereken ilave adımlar anlatıldı.
Konuyla ilgili konuşan HRW kıdemli teknoloji araştırmacısı Deborah Brown, “Türk hükümeti bu seçim öncesinde toplumsal medya ve bağımsız çevrimiçi haber siteleri üzerinde sansür uygulama ve denetimi sıkılaştırma uğraşlarına sürat verdi. Seçim, Türkiye’deki seçmenlerin, hükümetin şirketleri denetim altına alma gayretlerine karşın, bağımsız haberler için toplumsal medyaya güvenip güvenemeyeceklerini ve seçimler ve sonuçları hakkındaki görüşlerini söz edip edemeyeceklerini test edecek” dedi.
‘AKP KİRLİ BİR SİCİLE SAHİP…’
HRW.org’da yer alan makaleye nazaran hükümet, son yıllarda Cumhurbaşkanını ve Hükümeti internet üzerinden eleştiren yahut yalnızca bu usul içerikleri beğenen bireylere yönelik soruşturmalarını arttırdı. Sık sık internet sitelerini engellemesiyle gündeme gelen AKP hükümeti, Şubat 2023 zelzelelerinin akabinde yaptığı üzere siyasi huzursuzluk vakitlerinde yahut tenkit beklediğinde tanınan toplumsal medya ağlarına erişimi engelleme yahut bant daraltma konusunda kirli bir sicile sahip.
ARTICLE 19 ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türk hükümetinin sivil toplum üzerindeki baskılarına son vermesi ve bilhassa seçimler öncesinde ve sırasında söz özgürlüğü ve özel hayatın saklılığı haklarını teminat altına alması gerektiğini söyledi.
Rapora nazaran, seçim gözlemcileri üzere bağımsız kaynaklardan vaktinde ve yanlışsız sonuçlara erişim bilhassa seçimler sırasında büyük değer taşımaktadır. Sivil toplum kuruluşları, muhalefet partileri ve gönüllüler seçim günü gerçekleşecek izleme faaliyetlerine dayanan sonuçları yaymak ve oylama usulsüzlüklerini tespit etmek için toplumsal medya ve dijital araçlara büyük ölçüde güvenmektedir. Lakin seçim günü hükümet, hükümetin telaffuzuyla zıt düşen bilgileri deverana sokan toplumsal medya platformlarına erişimi sınırlamak için tüm çevrimiçi sansür imkanlarını kullanabilir.
SOSYAL MEDYA ŞİRKETLERİ ŞEFFAF DEĞİL
Rapora nazaran, tanınan toplumsal medya şirketlerinin hiçbiri Türkiye’deki seçimlere ayırdıkları kaynaklar konusunda tam manasıyla şeffaf değil. Birçok şirket, platformlarının ve hizmetlerinin seçim sonucuyla ilgili yanlış bilgilerin yayılmasına katkıda bulunacak ve sürecin bütünlüğüne ziyan verecek tezlerle nasıl başa çıkmayı planladıklarını açıklamadı. Bu şirketlerden Twitter’ın ise uzun müddettir devlete bağlı hesapları etiketleme siyasetine karşın Türkiye’nin devlet haber ajansı Anadolu Ajansı’nı “devlete bağlı” olarak etiketlememesi bilhassa tasa verici. Seçim günü, bu ajansın, bağımsız izleme organlarının bulgularıyla büyük ölçüde çelişebilecek AKP zaferini erkenden duyurmak da dahil olmak üzere hükümet lehine çarpıtılmış oylama sonuçlarını duyuracak birincil kaynak olması bekleniyor.
Konuyla ilgili konuşan ARTICLE 19 Avrupa Yöneticisi Sarah Clarke, “Sosyal medya şirketleri, bağımsız gözlemcilerin değerlendirmeleri de dahil olmak üzere, hükümetin olumsuz gördüğü içerikleri kaldırmaları istikametinde ağır bir baskıyla karşı karşıya kalabilir. Şirketlerin bu baskılara direnmeleri ve bu kritik seçim periyodunda kendilerini hak ihlallerinin hata ortağı haline getirecek tedbirlere karşı koymak için ellerinden gelen her şeyi yapmaları çok önemlidir” dedi.
Yorum Yok