AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs’ta gerçekleşen Cumhurbaşkanı ve 28. Devir Milletvekili seçimlerinin akabinde CNN Türk – Kanal D ortak yayınında açıklamalarda bulundu.
“MİTİNG DÜŞÜNMÜYORUM”
Erdoğan’ın açıklamalarının satır başları şu halde:
“*Böyle bir programı seçimden sonra sizinle yapıyoruz. 14 Mayıs’ta rekor iştirakle ulusal iradeyi sandığa yansıtan vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Türkiye’mize yakışır demokrasi şöleni yaşadık. Dünyada eşi gibisi yok, yüzde 90’a varan iştirak. Siyasal iştiraki artırmak için gayret serf eden adaylara ve misyon yapan kamu işçisine teşekkür ediyorum.
*Çalışmaya başladık. Tüm başkanlar görüştük. Önümüzdeki günleri yeterli değerlendireceğiz asla rehavete katılmayacağız. Miting düşünmüyorum. Sarsıntı bölgesinde halk bütünleşmek ismine miting toplantılar yapacağım. onlara çok hakaret ettiler gönüllerini almak isterim. Bu hafta sonu gideceğim.
*Bekledikleri oyları alamadıkları için bir daha buralara dayanak yok yardım yok üzere sözler kullandılar. Milletimize karşı sürekli samimi olduk. Hayal satmadık. Milletimizin aklını hiçbir vakit hafife almadık. Seçim meydanlarında verdiğimiz tüm kelamların ardındayız. Milletten yetki aldıktan sonra hepsini hayata geçireceğiz. Yaptığımız tenkitler teyit edildi. Milletimiz ayrıyeten kumpas ve kaset siyasetini de reddettiğini göstermiş oldu. Muhalefet artık terör örgütleri ile seçim kazanamayacağını anlaması gerekiyor. Bu millet kendisine hizmet edeceklere oy veriyor. Terör örgütlerine değil. Kılıçaroğlu’nun en azından 12 gün boyunca pak siyaset yapmasını bekliyoruz.
*Özellikle benim halkım, kucaklayıcı, nefret kokan değil dışlayan değil bilhassa samimiyet içinde. Bu finalin de bu türlü tamamlanmasını bekliyor. Benim milletim terör örgütleri ile birlikte bir seçim görmek istemiyor. Onlarda yalnızca kan kin ve vefat var. Bu türlü bir şeyi Türk milletinin beklemesi olabilir mi? Düşünün sarsıntı bölgesine tehdit savuruyorlar. Bu türlü bir şey olabilir mi? Kendilerine oy vermeyenlere hakaret ediyorlar. Devlet kurumlarını yıpratmayı sürdürüyorlar. Bu jakobenler CHP’nin başında olduğu sürece millet ne iletisi verirse versin kâfi olmayacaktır.
*Biz oranın bize olan oy noktasında yaklaşımını biliyoruz lakin bizim için Defne’de ölen beşerler kıymetli. Devletsen bu hizmeti en yüksek düzeyde yapmanız gerekiyor. Ben bugüne kadar gerek başbakanlığım gerek cumhurbaşkanlığım devrinde bu türlü bir ayrımı hiçbir yerde yapmadım. Van sarsıntısını hatırlayın. Van bizim yüksek oy aldığımız bir vilayet değil. Daha ikinci akşam orada oldum ve tüm arkadaşlarımı seferber ettim. Belediye lideri muhalif bir partidendi. Büyükşehirlerde su olayını çözmek belediyenindir. Adam müdahale etmiyor. Veysel Bey’e dedim ki DSİ’yi buraya sok ve buranın su sıkıntısını çöz. Adeta Van gölünün etrafında yalılar yapar üzere konutlar yaptık. Biz oradaki süreci devam ettirdik. Şu an bile Van’da ikinci parti pozisyonundayız bu kadar hizmete karşın. Fakat bu ben Van’ı ihmal edebilirim demek değildir. Sen bu sorumluluğu üzerine aldığına nazaran bu ülkenin tamamı bu hizmete layıktır. Milletimizin her bir ferdine hizmet için varımızı yoğumuzu ortaya koyduk. Zelzele bölgesinde 50 bin vefatımız var. Hangi partiye oy verirse versin kucaklayacaksın. Kimileri hala annesinin babasının öldüğünü bilmiyor.
*Önce yerelden başlayayım. Artık İstanbul’da belediye başkanlığı malum CHP’de. Lakin meclis bizde. Ankara’da durum yeniden tıpkı. Meclis bizde. Artık burada örneklemek istiyorum, sağlıklı bir idare isterseniz, bu idaresi gerek yürütme, gerek yasama olarak uyumlu olursa orada neticde farklı olacaktır. Meclis’te bu türlü sağlıklı bir yapı ortaya çıkmazsa kahırlar olacağı bir gerçek. Yasama ve yürütmenin uyumlu olması ülkenin geleceği için çok önemli sonuçlar doğuracaktır. Hükümet sistemini değiştirirken bu seçimlerin tıpkı vakitte yapılmasını bu yüzden yaptık. Burada iki söz çok kıymetli: İstikrar ve inanç. Yasama ve yürütmenin eş güdümlü olması çok kıymetli. 5 yılda biz bunu gösterdik. Geçmişteki o koalisyon devirlerini düşünün. Ne sıkıntılar çektik. Cumhur İttifakı’nın Meclis’teki güçlü duruşu bizi de güçlü kılıyor.
“ERKEN SEÇİME GİTME DURUMU YOK”
*Erken seçime gitme durumu yok. Cumhur İttifakı 322 ile parlamentoda olduğu sürece bu türlü bir adım olmaz. 28 Mayıs çok çok farklı olacak. Bu bir sinyal olacak. 29 Mayıs’a çok farklı uyanacağız diye düşünüyorum. Çok oy alacağımıza inanıyorum. 1. cinsteki yol haritasını motamot uygulayacağız diyemem. Onun benzerini zelzele bölgesinde uygulayacağız. İstanbul ve Ankara’da teşkilatımız kenti ziyaretlerle geçecek. Hemşeri dernekleriyle iç içe olacağız. Gençlikle yapacağımız görüşmelerle bu süreci farklı bir biçimde işleyeceğiz. 2. cinste 1. çeşitte olduğu üzere sandıklara koşacağına inanıyorum. Mayıs ayındayız. Bilhassa Karadeniz’de çaya gidenler, fındığa gidenler olabilir. Ne olur bunu erteleyelim. Evvel oyunuzu kullanın sonra bu seyahatları yapın. Bu vakti düzgün değerlendirin. Millet bize daha çok gönül alalım diye 2 hafta verdi.
‘KABİNE’ MESAJI
*Cumhurbaşkanı yahut lider kuracağı kabinede birçok özellik arar. Mevcut kabinemiz büyük bir imtihan verdi. Yeni devir biraz daha farklı olacak. Üzerinde çalışmalarımız var. Güçlü bir kabine ile inşallah yeni devirde mevcut eksiklerimizi de gidererek Türkiye Yüzyılı’nda devam ettirmeyi düşünüyoruz. Fakat bu bir ülkeyi yanıma çekeyim bir ülkeyi uzağa iteyim üzere bir şey bizde yok. CHP’nin yaptığı üzere Rusya’ya meydan okuyayım üzere bir şey kelam konusu olamaz. Benim dargın küskün olduğum bir önder yok. Hepsi ile görüşmeleri yapıyorum. Siz bir ülkeyi bir kenara attığınız vakit kaybedersiniz. İplikle de olsa aranızdaki bağı koparmayın.
“PARTİMDE MAALESEF BİR DÜŞÜŞ VAR”
*Seçim sonucuna nazaran Cumhur İttifakı olarak 322 vekile ulaştık. Muhalefette bu türlü bir çoğunluk kelam konusu değil. Partimde maalesef bir düşüş var, az olsa bir eksiklik kelam konusu. Dün yaptığımız toplantıdan sonra çalışıyorlar. Nerede ne tıp eksiklerimiz oldu bunları gidermek üzere hazırlığımızı yapmamız lazım. İç muhasebemizi yapacağız ve gereken adımları atacağız.
DEPREM BÖLGESİ
İstanbul, Ankara İzmir bunlar Türkiye’nin özeti. Biz sözlerimizi tuttuk. Ben bunlara zelzele turisti diyorum. Bunlar zelzele yerlerine turist üzere gittiler, döndüler. Ben de birebir yerlere gittim. Orada vatandaş yaşlı bir amca ‘benim bir traktörüm vardı, yandı halim ne olacak’ dedi. Ben kendisine dedim ki senin traktörün bu hafta gelecek dedim gönderdim. Konutum ne olacak diyen bir vatandaşım vardı. CHP’liymiş. Dedim konutları hızla yapacağız sen de yerleşeceksin. Teslime gittim. Yanıma sokuldu dedi ki ben size inanmıyordum. Milletim diyor ki bunlar kelam verdiği vakit yapar. Biz dedik ki köy konutlarını size teslim edeceğiz, yaptık. Devlet Beyefendi ile birlikte teslim ettik. Yanlarında ahırı da var.
*Bu sloganı duyuyorum. Yaparsa reis yapar diyorlar. Vatandaş bunu dediğine nazaran bunu teyit etmişiz. Bundan sonra da milletimize mahçup olmayacağız. Buradaki Defne Hastanesi bunun örneğidir. İnşaat mühendisi değil anlamıyorlar bu işlerden lakin palavra üzerinden kimi tezlerde bulunuyorlar. Biz kovid periyodunda hastane yaptık, 3 ayda bitirdik. Tüm mesela bunu yaparken radye temel ile yapıyoruz. Radye temel ile bu adımlar atılıyor. Bir de kalkıp sen 5 kat, 10 kat yapmıyorsun. Defne Hastanesi ortada. Gün gün gösterildi imali. Çok çok sağlam. Sarsıntıya dayanıklılık konusunda bir problem yok. Bunu İstanbul’da da yaptık. Pandemi periyodunda çok büyük işler gördü. Sancaktepe’de de birebir projeyi yaptık.
YURTDIŞI SEÇMENİ
*Yurtdışında 1 milyon 800 bine yakın oy kullanıldı. Şahsıma 1 milyonun üzerinde oy çıktı. Yurtdışındaki tüm vatandaşlarıma çok teşekkür ediyorum zira ne cins sıkıntılar çekerek oy kullanmaya gittiklerini biliyorum. Bunu çok değerli buluyorum. Gurbetçilerimiz 21 yılda yaşanan değişimi çok âlâ anlıyor ve görüyor. Biz de yurt dışındaki vatandaşlarımızı hiçbir vakit yalnız bırakmadık. Emeklilikten başka hususlara birçok adımı attık. İslam düşmanlığı ile çabada onların yanında olduk. Devletin gücünü onlara hissettirdik. 28 Mayıs’ta inanıyorum ki sandığa gideceklerdir, gitmelerini rica ediyorum.
*İlk cinste elde ettiğimiz başarıda gençlerin büyük hissesi var. Geçici olarak Meclis Başkanlığı’na gelecek. Esasen hak da onun. Bugün müsaadesiyle bu mevzuyu da konuştuk. Kılıçdaroğlu, koltuğunu kaybetme korkusu yaşayınca mutfaktan çıkmış makamına geçmiş. Kendi partisi de 28 Mayıs’tan sonra Kılıçdaroğlu’na gereken dersi verecektir.”
Yorum Yok