- ‘Siyonist çevreler Erbakan hocamızı içselleştiremedi. O vakit ABD, kendisine adam aradı. Tayyip Beyefendi ABD’ye gidip geldikten sonra ‘Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanıyım’ dedi.‘
- ‘BOP’un temel ismi Büyük İsrail Projesi’dir. Tayyip beyefendi BOP’un hala eşbaşkanı. BOP, dünyayı felakete gerçek götürüyor. Bu proje, sadece Türkiye’yi değil dünyanın biçimini değiştirecek.’
Saadet Partisi (SP) başkanı Temel Karamollaoğlu Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.
- İttifak içinde ittifak teklifiniz neden olmadı?
Saadet Partisi 20 yıllık bir parti. Seçim ve sandık şuralarında temsil edilme hakkımız var. ‘Bu hakları ziyan etmemeliyiz bunun için de Saadet Partisi amblemi altında seçime girmek uygun’ diye düşündük. Lakin arkadaşlardan kimileri buna yanaşmadılar, ‘Bizim amblemimiz olsun’ deyince de gerçekleşmedi.
- HDP’nin çekilmesi de SP için bir avantajdı aslında…
Her sandık konseyinde temsil edilmiyoruz fakat onlar çekilince biz çabucak hemen tüm sandık konseylerinde temsil edilme hakkını kazanıyoruz. O çok kıymetliydi lakin gerçekleşmedi. Bu türlü olunca da üçlü ittifak olmadı.
- Sizin bu teklifinizle daha fazla milletvekili çıkarma imkanı mı olacaktı?
Tabii. Üçlü ittifak gerçekleşmiş olsa o vakit yapılan kamuoyu yoklamalarına nazaran biz çok önemli bir atılım yapmış olacaktık. Bizim oylarımız o günkü anketlerde yüzde 2, 2.5,3, 3.5 üzere sayılar çıkıyordu. Üç partininkini toplasak 7,8 civarında oy alabiliyorduk. Üçümüzün bir ortaya gelmesinden ötürü bir sinerji oluştuğunda 6,7 puan artıyordu oylarımız. Fakat olmadı.
- Parlamenter sisteme geçişte ne kadar müddet olacak?
Anayasa değişikliğine gereksinim var, 360’ın üzerinde oy lazım. 400’ün üzerinde olursa Meclis’te değiştiriliyor fakat 360’tan fazla ise referanduma gitmek gerekiyor. 360 altında ise anayasa değişikliğini yapmak mümkün değil. Meclis’te çoğunluğu kazandığımızda Millet İttifakı olarak, 360’ı birinci gün yakalayamasak bile vakit içinde onlar da bu değişikliğe razı olacaklardır. AKP muhalefete niyet ‘Değiştirelim’ diyecek. O vakit referanduma gerek kalmadan değişiklik yapılabilecek.
- Erdoğan’ın üçüncü kere adaylığı netleşti. Bu ısrarın nedeni sizce nedir?
Bir insan bir makamda çok fazla kalınca oraya ısınıyor, o makamı terk etmek istemiyor. 20 yıl boyunca dediği dedik birine ‘Süren doldu, ayrıl’ deyince o da ‘Ben nasıl ayrılayım, bir yere giderken en az 100 konvoyluk otomobille gidiyorum. Olağan bir hayata nasıl dönerim’ diyor. Onun için Tayyip Beyefendi bırakmak istemiyor. Kendisine bunu yakıştırıyor.
- Yargılanma korkusu var mıdır?
Ondan da korkar. ‘Minareyi çalan kılıfını hazırlar’ derler. Önlem alınıyordur. Lakin bu önlemler her şeyin üzerini örtmeye yetmez. Lakin bu kin, nefret, öç alma hissiyle olursa insanı yanlışa götürebilir. İktidara gelindiğinde tüm çalışmalar gözden geçirilir, yanlış varsa hesabı sorulur. Yaptığı bir yanlış varsa bundan da telaş duyuyor olabilir. Örneğin 100’e yapılacak iş 500’e yapılıyor. Bunun üzerini örtmek mümkün olmaz ki. Yarın hesaplar ortaya döküldüğünde net biçimde görülür.
‘O ÇİÇEĞİ BURNUNDA DELİKANLIYKEN BEN FATİH’TE İKİNCİ BAŞKANDIM’
- Erdoğan’ın sizin partiye sonradan katıldığınıza yönelik ve ‘Sen Erbakan’la ne vakit tanıştın?” sözlerine ne dersiniz?
Ya söylemiyorlar ya duymuyor. Ya da duymasına karşın yanlışı tekrar ediyor. Ben 67’de Türkiye’ye döndüm. Birkaç ay sonra Erbakan hoca ile tanıştım ve sonra da hiç ayrılmadım. O vakit Sayın Erdoğan kısa pantolonluydu, 13 yaşındaydı daha. Askerliğimi geç yaptım, tam seçim öncesinde terhis oldum fakat seçime yakın olduğu için aday olamadım. Mühlet olsaydı Sivas’tan vekil adayı olurdum. Aday olmadım fakat İstanbul Fatih İlçe Lider yardımcısı oldum. Tayyip Beyefendi o tarihte lakin gençlik kollarında vazife alabiliyordu. Kendisini de o vakit bir defa gördüm. Çiçeği burnunda delikanlıydı ancak ben ikinci liderim Fatih’ta.
- Sizin bunu açıklamanıza rağmen ısrar etmesinin nedeni nedir?
Hafızasında bu kadar zaaf varsa cumhurbaşkanlığı yapamaz. Kendisine söyleniyor buna karşın prestij etmiyorsa gerçekleri söylemiyor. Yanıltıyor milleti. Benim milletvekilliği vaktimde da kendisi vilayet başkanlığı yaptı. O vakit da tanıştık, görüştük. Benim Erbakan hoca ile olan yakınlığımı Tayyip beyefendi hiçbir vakit yaşamadı.
- İstanbul seçimi öncesi sizi rakip olarak mı gördü?
94 seçimlerine giderken İstanbul’a benim aday olmamı dilek edenler vardı, birde İstanbul’da Sivaslı çok. Ben ‘Olmam’ dedim. Bu benimle genel merkez ortasındaydı. O vakit Tayyip Beyefendi de Sivas’ta idi. Vilayet liderimizin yanına gidiyor ‘Temel abi aday olacak mı?’ diyor. Vilayet liderimiz da ‘Zannetmiyorum fakat açıp soralım’ diyor. Bana telefon ediyor, telefonu da Tayyip Beyefendiye dinletmiş. Yanlış yapmış. ‘Ben aday değilim’ dedim, rahatlamış. Aramız o vakit dört dörtlüktü.
- Tayyip Bey’in emeli SP tabanından oy almak mı?
Hem oy almak. Hem de Tayyip Beyefendi siyasete atılınca tabanımız oraya kaydı. O vakit şöyle bir laf dolaştırdılar: ‘Erbakan hocamızın isteği olmadan ayrılmaz’ diye. Hiç alakası yok. Kopma biz parlamentodayken başladı, yarı yarıya bölündük.
‘ABD KENDİNE ADAM ARADI’
- Neden bu türlü bir başkaldırı oldu?
Batı, bilhassa siyonist çevreler Erbakan hocamızı içselleştiremedi. Erbakan hocamız bir; ‘Mutlaka güçlü bir ülke haline gelmeliyiz, sanayileşmeliyiz. Uçağımız, topumuz ne varsa her şeyi yapabilecek bir yapıya kavuşmalıyız’ diyordu. Bu İsrail’i de ABD’yi de rahatsız etti. İki; biz, İsrail’in genişleme siyasetlerine karşı koyabilmek için geçmişi bizim üzere olan İslam ülkeleriyle birlik oluşturmalıyız’ dedik. O vakit ABD, kendisine adam aradı. Tayyip Beyefendi nasıl razı oldu bilmem.
‘KILIÇDAROĞLU’NUN BİR TANE POZU YOK’
- ‘ABD’nin dayanağını alıyor’ savıyla Kemal Beyin eleştirilmesine ne dersiniz?
Kılıçdaroğlu’nun ABD lideri ile bir tane pozu yok. Ancak Tayyip Beyin siyaseten yasaklıyken Beyaz Saray’da fotoğrafı var. Bu ABD’nin kendisini desteklediğinin en açık kanıtı. Sonra da gitti ‘Milli görüş gömleğini çıkardım’ dedim. Siyonist lobisi Erdoğan’a cüret madalyası verdi. Neden? Erbakan hocaya koyduğu hal ve Türkiye‘yi hangi noktaya götüreceği konusunda yaptığı vaatlerden ötürü.
- Vaatlerini gerçekleştirdi mi?
Elbette gerçekleştirdi. Savunma endüstride şunu yaptık bunu yaptık, Hepsi kıssa. SİHA’lar yapıldı fakat bu Tayyip Beyin değil SİHA’yı yapanların başarısı. Uçakları var, motoru nerede? Eskişehir’de devletin jet motor fabrikası var, modeller üretilmiş. Bir tanesi bile uçaklara, helikopterlere takılmadı. Erbakan hocamızı mahkum eden mahkeme onun vaktinde karar aldı.
- Hala ABD’nin tesiri altında mı?
ABD siyasetlerine karşı bir hal sergilemiyor ve İsrail ile iç içe. Erdoğan şu anda İsrail’in Orta Doğu’daki tek dostudur.
- BOP eş lideri olduğunu söylemişti…
ABD’ye gidip geldikten sonra ‘Ben Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanıyım’ dedi. Fakat ne olduğunu anlatmadı, sonradan biz öğreniyoruz ki BOP’un temel ismi Büyük İsrail Projesi. İsrail Nil’den Fırat’a kadar olan toprakların kendilerine vaat edildiğine inanıyor. Orada şu anda iskan edilen bizler dahil herkesi kendi topraklarında olmakla suçluyor. Tayyip beyefendi BOP’un hala eşbaşkanı.
‘İNCE ZİYAN VERİYOR’
- Muharrem Bey’in aday olmasının seçime tesiri ne olur?
Zarar veriyor. Muharrem Beyin bu türlü bir adımı neden attığını anlamıyorum. Bu mantıklı değil. AKP’ye takviye veriyorsan çık söyle. Bu AKP’nin işine yarayan bir adım. Aklım almıyor. Bu türlü bir mantık yanlışsız değil. Buna karşın milletin sağ duyusunun hakim olacağını, birinci tıpta bu işin biteceğini ümit ediyorum.
- SP tabanının Kemal Bey’e bakışı nedir?
Tabanımızda farklı reaksiyonlar var. Bu farklı reaksiyonları dikkate alarak adım atma durumundayız. Ümit ediyoruz ki önemli bir sapma olmaz. Zira tabanımız AKP’yi, Sayın Erdoğan’ı tanıyor. Bir, iki yıl içinde bir ekip savları ortaya atarak değişmiş üzere gözükmek kimseyi kandırmaya yetmez.
- Kemay Beyefendi ‘helalleşme’ diyor, SP tabanının beklediği helalleşme var mı?
Helalleşmeden, ‘Biz geçmişte iktidarda olduğumuz devirlerde yanlış adımlar atmış olabiliriz. Bunlardan rücu ediyoruz’ ben bunu anlıyorum. Gelin Türkiye’de barışalım. Ben yaklaşımını önemsedim. Bunun için de yaklaşıma bir karşılık olarak kendisini ziyaret ettim. Erbakan hocamızı anma programına çağırdım. Orada yaptığı konuşma tarihi bir konuşma idi. Kudüs’le ilgili mitingimiz olmuştu. Oraya da geldi. Muazzam bir konuşma yaptı. Bu şunu gösteriyor, klasik bir CHP anlayışından çıkmalı, milletin bütünüyle barışmalıyız. İnançlı kısma karşı bir tutum sergilememeliyiz.
- CHP’de başörtülü partililer, yöneticiler var, bunun tabanınızda tesiri olur mu?
Elbette olur. Kemal Beyin bu yaklaşımı bizim tabanımız tarafından da görülüyor. Bizimle yüzde 100 tıpkı olmayabilir. Bugün AKP ile uyuşmadığımız nokta uyuştuğumuzdan fazladır. Onlar başörtüsünü özgür bıraktılar, Allah razı olsun, teşekkür ederiz. Ancak başkaları ne olacak? İslam hoş ahlakı emreder. Siz her şeyi bırakacaksınız görünüşle ilgili hususlarda ahkam keseceksiniz. Hoş ahlakın başı adalettir. Adalet olmadan devlet olmaz. Dürüst olacaksınız. Yemeyeceksiniz, yedirmeyeceksiniz, yetim malına el uzatmayacaksınız.
- Bunlar mı yapılıyor şu an?
Maalesef. ‘Yolsuzluk, hırsızlık değildir’ diye fetva veren hocalar olmuş, üzüldüm. Tıpkı olmayabilir lakin tıpkı neticeyi doğurur. Emanete hıyanet etmek, iftira etmek bunların hepsi hoş ahlakın içinde. Çıkıyorlar, ağza alınamayacak laflar söylüyorlar. Ben tıpkı formda cevap veremem ki. En ağır küfrü söylemiş, ben onun düzeyine düşemem ki.
- AKP ile ilgili ‘uyuşmazlık’ tabirini kullandınız, nedir uyuşmazlıklar?
Depremde Malatya’ya gittik. Malatya’nın en değerli simgesi Cumhuriyetin başlarında kurulan Sümer Bank tesisi idi. Artık yok. Tütünü yasaklıyorsunuz. Birçok yerde tütün ekimi kıymetliydi. Çiftçi para kazanıyordu. Sigara içmem, içilmesini de tavsiye etmem. Fakat birileri içiyorsa vilayetle de ABD’den sigara getirmeyi de hiç hakikat bulmam. Tekel’in fabrikalarını yıktılar. Nuri Demirağ değerli bir isim. Atatürk, Demirağ soyadını yaptığı demir yolu nedeniyle veriyor. Orduya uçak almak için Demirağ’dan yardım istemişler. ‘Ben uçak alımı için yardım etmem’ demiş, Gelenler bozulmuş. Kapıdan çıkarken demiş ki ‘Bir dakika, ben size uçak almak için para vermem fakat siz bana derseniz ki ‘bu uçağı yapar mısın?’, yaparım’ demiş ve yaptı. Lakin bugüne getirilemedi. Türkiye’ye çok büyük ziyanlar verildi. Neden bu kadar şeker fabrikası kapatıldı? Birinci defa şeker ithal ettik. Hani kalkınmıştık. Anadolu neden boşaldı. İstanbul’da 20 milyon nüfus var.
- Yatırımlar daima İstanbul’a yapılıyor…
Ben 1975-77 yıllara ortasında Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğü yaptığımda İstanbul’a yapılan tüm yatırımları hükümet isteği ile durdurduk. Neden? Nüfus artmasın diye. Kendi üretimini istihdamı artırmadan artırana dayanak verdik lakin yeni istihdama imkan vermeyiz demiştik. İstanbul’un nüfusu o vakit 2 milyondu. Tarımı öldürdüler, akıl alabilir bir durum değil. Bizim birinci ele alacağımız husus tarımın geliştirilmesi, tarıma bağlı olarak besinin en eksiksiz noktaya çıkarılması ve kesinlikle ilaç endüstrinde büyük haleler yapılması. Bizim SP olarak Ulusal Görüş olarak birinci gayemiz bu üç alanda önemli çalışmaya gereksinimimiz var. Ondan sonra da yüksek teknolojiyi üretmek. Her bölgede teknoloji kuruluşları kurmak zorundayız. Bunu kuracağız, istihdam olacak ve işsizlik bitecek. Sonra İstanbul’a giden nüfus memleketine geri dönecek. Bizim bu hususlara yaklaşımımız Erdoğan’ın yaklaşımından çok farklı.
‘EN BÜYÜK TEHLİKE’
- Tayyip Bey’i peygamber ile bir tutanlar dahi var, bu zihniyet nasıl oluyor?
İnsan insanı köle yaparmış. Siz birilerine ihsanda ikramda iltifatta bulunursanız o da maalesef bu ihsanın kulu oluyor. En büyük tehlike bu. Kendisi belirli bir yerdeyse çocukları bir yere gelmişse, işte felaketi o vakit bekle. Son devirlerde beceriksizlikleri ayyuka çıktığı için bunun üzerini örtemiyorlar. Dış ticarette borcumuz 500 milyar doları geçti. Açık artıyor. Bu daima borçlanıyoruz demektir. Borç alan buyruk alan düzeneği işliyor. Sizden taviz koparıyorlar.
- Cumhur İttifakı’na katılan Yine Refah Partisi’nin tabanından size oy geçişi olur mu?
Elbette olur. Erbakan hocamızın tabirlerini çok hoş ezberleyip aktarıyorlar. O da bir ülkenin idaresine yetmez.
- 3-6 Mart krizinden çıkmada nasıl bir etkiniz oldu?
Kararı veren Akşener oldu. Sonunda ‘Ben buradayım’ dedi.
- Sayın Akşener iki belediye liderinin cumhurbaşkanı yardımcısı olma teklifinin kabul görmesiyle döndü. Nasıl bir getirisi olacak?
Her iki belediye liderine da teşekkür ediyorum. Gittikleri yerlerde ses getiriyorlar. Bu çalışmalara çok kıymetli katkıları var. Seçim sürecine katiyen yararı oldu.
- Cumhurbaşkanı yardımcısı olmaları konusu pekala?
Açık bir biçimde söyleniyor. Alınan sonuca bağlı ve 9 ay sonra mahallî seçimler yapılacak. Tercih belediye liderlerinde kalacak. O günkü kurallarda bu problem ele alınacak.
- Partilerin vilayet binalarının kurşunlanmasına ait hükümetten gelen açıklamalar tatmin edici mi?
Ben bunu göz dağı olarak görüyorum. Siyasette bu olmamalı. Sayın Erdoğan güya ‘Elimizde bir şey yok, tabiatıyla meydana geliyor’ diyor lakin kendilerinin sözleri olmasa, bunu kınayabilseler çok daha farklı olur. 200 metre uzaktan ÂLÂ Parti’nin vilayet binasının camları kırılıyor. Binde bir olur, binde 999 ne olacak? Bu siyasetin nahoş yüzü, herkes reaksiyon göstermeli, ihtimal gündeme bile gelmemeli. Bunlar AKP’ye yarar değil ziyan veriyor. Bu tehdit manasındadır ve beşerler tehditten ne olursa olsun hoşlanmazlar.
‘BİTARAF OLANLAR ‘YETER’ DİYECEK’
- Seccade sıkıntısını nasıl karşıladınız?
Demek ki orada namaz kılanlar olmuş, çabucak seccadelerin ortadan kalkması gerekirdi. Sayın Kılıçdaroğlu da kalktı, özür diledi, ‘Görmemişim’ dedi. Biz onun özrünü kabul etmeyeceğiz, seccade dolaşacak. Seccade namaz kılınan bir bez modülü. Özel olarak hazırlanır. Vilayetle de namaz için seccade sermeye muhtaçlık yok. Yalnızca temizliktir. Konutumda ben halının üzerinde kılarım. Biliyorum ki kimse ayakkabısıyla gelmiyor. Ayrıyeten seccade sermem. Serdiğimiz vakit da olur. Onun için seccadeyi kutsamak yanlışsız değil. Seccade etraf kirliyse pak bir tabanda namaz kılabilmek için oluşturulmuş bir imkan.
- Seçime olumsuz bir tesiri olur mu?
Bu kadar negatif tutum Kılıçdaroğlu’na karşı hasımlık besleyenlerin husumetini artırır. Lakin bitaraf duranlara da ‘Yeter artık bu kadar da olmaz’ dedirtir.
‘SEÇİM İPTAL EDİLMELİYDİ’
- Geçen seçimde partinizden 2 kişi öldürüldü, dava ne durumda?
Suçlu muhakkak, alındı. Biri daha vardı, onu takip edemediler. Babaları karar giydi. Ona da 6-7 ay evvel yaş haddinden konutta mahkumiyetini tamamlama kararı verildi, mahpustan çıkardılar. Konut mahpusunda. Fiilen o katlim yapıldığı vakit seçimin iptal edilmesi gerekirdi. Lakin belediye lideri seçildi ve makamına oturdu. Kabul edilebilir bir şey değil.
‘AİLE KONUSUNDA ODUNUMUZ YOK’
- İstanbul Kontratı konusu sizin açınızdan ittifak içinde tartışmalı görünüyor, ne dersiniz?
İstanbul Kontratı lafzını kullanmadan tüm siyasi parti önderlerine aktardım. Şu anda dünyada iki büyük tehlike var. Biri ailenin tahrip olması. ABD, AB bunun için önemli atak içinde. Trump mahkemeye, düştü söz verdi. Son çıkışı ‘Geldiğimde eş cinsel evliliği kaldıracağım’ dedi. Aile toplumun temelidir, aile tahrip olursa toplum tahrip olur. Bu türlü bir mevzuda bizim odunumuz olmaz. İkincisi de BOP. Dünyayı bir felakete yanlışsız götürüyor. Bu, sırf Türkiye’yi değil dünyanın formunu değiştirecek bir proje.
TEMEL KARAMOLLAOĞLU KİMDİR?
1941’de doğdu. Manchester Üniversitesi’nde okudu. Sümerbank’ta ve Devlet Planlama Teşkilatı’nda misyon yaptı. 1977’de MSP’den Sivas milletvekili seçildi. 1980 askeri darbesinde tutuklandı. 10 ay gözaltında tutulduktan sonra beraat etti. 1987’de siyasi hayata döndü. İki periyot RP’den Sivas Belediye Lideri seçildi. Karamollaoğlu 2016’dan beri SP Genel Başkanlığı vazifesini yürütüyor.
Fotoğraflar: Necati Savaş
Yorum Yok