Kadınların erkeklere oranla 8 kat daha fazla risk altında bulunduğunu belirten İşlevsel Hayat Koordinatörü Uzm. Dyt. Başak Satar, “Haşimato hastalarında yüksek kolesterol seviyeleri sık görülür. Bu durum kalp ve damar hastalıklarına neden olabilir. İlerlemiş olaylarda karın, akciğer ve kalp zarında sıvı birikimi de gözlenebilir.” biçiminde konuştu. İşlevsel beslenme tedavisinde sıhhatin güzelleştirilmesi ve besinlerin şifa gücünün kullanılması maksadıyla hastalara glütensiz beslenme tedavisi uyguladıklarını da belirten Uzm. Dyt. Başak Satar, “Haşimato hastalığının denetim altına alınmasında tertipli antrenman ve istikrarlı bir diyet uygulanması büyük değer taşımaktadır. “dedi.
Tiroid hormonu, tiroid bezinde üretilen ve metabolizmanın düzenlenmesinde kıymetli bir role sahip olan bir hormondur. Tiroid bezleri, bedenin gereksinim duyduğu iyotu alarak tiroid hormonlarının üretimini gerçekleştirir. Tiroid hormonları, metabolizma suratınızı düzenleyerek beden sıcaklığınızı denetim eder, kalp atış suratınızı ayarlar, kas ve hudut işlevlerini denetim eder ve başka birçok değerli fonksiyonu tesirler.
“BİR DİZİ SIHHAT SORUNU ORTAYA ÇIKABİLİR”
Ciddi bir otoimmün bozukluğu olan Haşimato hastalığının bağışıklık sisteminin sağlıklı hücrelere saldırarak bedenimiz için hayati kıymete sahip tiroid bezinin gereğince hormon üretmesine pürüz olduğunu belirten Feride İşlevsel Ömür Koordinatörü Uzm. Dyt. Başak Satar, “Haşimato hastalığı bağışıklık sistemi ve tıpkı vakitte endokrin sistem hastalığı olarak karşımıza çıkar. Bu hastalıkta, anti-tiroglobulin ve anti-TPO antikorları yüksek oranda üretilerek tiroid bezi hücrelerine ziyan verir. Bu antikorlar tiroid bezine bağlanarak hücreleri tahrip eder ve iltihaplı hücreler birikir, bu durum da tiroid hormon üretiminde azalmalara neden olur. Tiroid bezi küçülür ve hormon üretimi yetersiz kalır. Tiroid hormonlarının düzeyi düşük yahut yüksek olduğunda bir dizi sıhhat sorunu ortaya çıkabilir.” açıklamasında bulundu.
“TİROİD HORMONLARININ DÜZGÜN ÜRETİMİ SAĞLIKLI BİR BEDENİN TEMEL TAŞLARINDAN BİRİDİR”
Tiroid hormonlarının düzgün üretimi ve fonksiyonunun sağlıklı bir bedenin temel taşlarından biri olduğunun altını çizen Uzm.Dyt.Başak Satar, “Tiroid hormonu, hücre büyümesi ve gelişimi, protein sentezi, kemik sıhhati ve hudut sistemi işlevleri üzere birçok farklı fizyolojik sürece de katkıda bulunur. Tiroid hormonu düzeylerinin çok yüksek yahut çok düşük olması, birçok sıhhat meselesine neden olabileceği için bedenin olağan işleyişinde kritik bir rol oynar. Haşimato hastalığında başlangıçta hastalar çoklukla hafif bir guatr rahatsızlığı yaşar ve TSH, T3 ve T4 hormonları olağanken, anti-TPO antikor yüksekliği görülür. Hastalık ilerledikçe, hafif tiroid hormonu yetersizliği hipotiroidizme dönüşebilir. Hipotiroidizm, bedendeki birçok sistemin yavaşlamasına neden olabilir. Bir öteki risk ise nodül, yani tiroid bezi içerisinde olağanda olmaması gereken kitle yahut yumru oluşumudur.” dedi.
“KALP VE DAMAR HASTALIKLARINA NEDEN OLABİLİR”
Hastalığın teşhis koyma sürecine de değinen Uzm. Dyt. Satar, “Haşimato hastalığının teşhisini koymak güç olabilir. Zira hastalığa mahsus bir klinik belirti yoktur ve görülen belirtiler öbür hastalıklarda da görülebilir. Kilo alma, kabızlık, yorgunluk, kolay üşüme, cilt kuruluğu, ses değişiklikleri üzere genel belirtiler hastalık sürecinde sık sık görülür. Bunlara ek olarak, hastalığın erken periyotlarında, adet düzensizlikleri, lisan büyümesi, depresyon, asabiyet, iştahsızlık, soluk cilt rengi, şişmiş gözaltları ve yüz, konuşma yavaşlaması, konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, hareketlerde yavaşlama ve nabız sayısında düşme üzere belirtiler de ortaya çıkabilir. Hastalığın ilerleyen evrelerinde ise sodyum düşüklüğü, cinsel isteksizlik, göğüsten süt gelmesi, uyku apnesi, karpal tünel sendromu, akciğer ve kalp zarlarında sıvı birikmesi üzere belirtiler ortaya çıkabilir. Haşimato hastalarında yüksek kolesterol seviyeleri de sık görülür. Bu durum kalp ve damar hastalıklarına neden olabilir. İlerlemiş olaylarda karın, akciğer ve kalp zarında sıvı birikimi de gözlenebilir.” tabirlerini kullandı.
“KADINLAR ERKEKLERE NAZARAN 8 KAT DAHA FAZLA RİSK ALTINDA”
Haşimato tiroidinin sık görülen tiroid hastalıklarından olduğunu lisana getiren Uzm. Dyt. Satar, “Haşimato hastalığı, birtakım risk kümelerinde daha sık görülmektedir. Bu kümeler ortasında sigara içenler, gebeler, ailede haşimato hikayesi olanlar ve Tip 1 diyabet, Vitiligo, Romatoid Artrit, Pernisiyöz Anemi, Lupus, Çölyak Hastalığı, Addison Hastalığı ve hepatit üzere otoimmün rahatsızlıkları olanlar yer almaktadır. Bayanların erkeklere nazaran yaklaşık 8 kat daha fazla risk altında olduğu görülmektedir. Her yaşta görülebilen bir hastalık olmasına karşın bilhassa genç ve orta yaş kümesinde daha yaygın olduğu bilinmektedir. Bilhassa tekrarlayan düşük ve meyyit doğum yaşayan bayanlar, yüksek prolaktin düzeyine sahip olanlar, yüksek kolesterolü olanlar ve açıklanamayan kansızlığa sahip olanların, haşimato hastalığına yakalanma olasılıklarını denetim etmek için hekimlerine başvurmaları önerilmektedir.” biçiminde konuştu.
“HASTALIĞIN DENETİM ALTINA ALINMASINDA İSTİKRARLI BİR DİYET UYGULAMASI BÜYÜK EHEMMİYET TAŞIYOR”
Haşimato hastalığının denetim altına alınmasında tertipli idman yapılmasının ve istikrarlı bir diyet uygulanmasının büyük değer taşıdığını belirten Feride İşlevsel Hayat Koordinatörü Uzm. Dyt. Başak Satar, açıklamasının devamında şu sözlere yer verdi:
“Haşimato hastalığının tedavisi çoklukla ilaçlarla yapılır. Kan testleri sonucunda hormon kıymetleri olağan çıkan hastaların takip altında tutulması önerilir. Haşimoto tiroiditinde buğday ve buğday eserlerinde bulunan gluten proteini tüketimi ortasında bağ vardır. Gluten proteini bağırsak yüzeyinde inflamasyonu tetikler ve bu da bedendeki inflamasyonu arttırır.
“FONKSİYONEL BESLENME İLE BEDENİN EKSİK KALDIĞI VİTAMİN VE MİNAREL DESTEĞİ YAPIYORUZ”
Fonksiyonel Beslenme tedavisinde sıhhatin uygunlaştırılması ve besinlerin şifa gücünün kullanılması asıl hedef olmasıyla hastalarımıza glütensiz beslenme tedavisi uyguluyoruz. Tedavi sürecinde işlevsel beslenme ile diyete ek olarak bedenin eksik kaldığı vitamin ve mineral desteği yapıyoruz.
“GLÜTENSİZ BESLENME UYGULAYAN HASTALARDA SEMPTOMLARIN AZALDIĞI GÖZLEMLENMİŞTİR”
Glütensiz beslenme uygulayan Haşimato tiroiditi hastalarının semptomlarının azaldığı, kilo denetiminin kolaylaştığı ve bağırsak mikrobiyatasının güzelleştiği gözlemlenmiştir. Bedenimiz için elzem elementlerden olan selenyumun diyete denetimli olarak eklenmesi ve glütensiz beslenmeyle bir arada hormon kıymetlerinde düzelme, anti-TPO bedellerinde düşüş görülmektedir.
HANGİ BESİNLER TÜKETİLMEMELİ?
Glütensiz beslenme de uzak durulması gereken besinler ortasında buğday ve buğday eserleri, arpa, çavdar, irmik, nişasta, yulaf, paketli besinler, hazır soslar, unlu mamuller, makarna, şehriye çeşitleri vb eserler gelir.
Hastalar glutensiz beslenmede sürecinde karabuğday, karabuğday ekmeği, sebzeler, meyveler, basmati pirinç, kinoa ve sorgum unu üzere besinleri ise özgür olarak tüketebilirler.”
Yorum Yok