Salmon 1967’de, ABD’li bâtın servis casuslarının takviye verdiği, Che Guevara’nın örgütlediği komünist isyanın bastırılması operasyonuna komuta etmişti.
O devir Bolivya’da, sağcı bir askeri idare vardı.
Yakalanmasından bir gün sonra bir subay, Arjantin doğumlu Guevara’yı infaz etti.
ABD ve Sovyetler Birliği ortasındaki soğuk savaşın dorukta olduğu periyotta, Washington Latin Amerika’daki komünist nüfuzundan çok telaşlıydı ve buna Che Guevara’nın faaliyetleri de dahildi.
Che Guevara, 1959’da Küba’daki ihtilalin zafere ulaşmasından sonra, başka ülkelerdeki gerilla hareketlerine önderlik etmek için ülkeyi terk etti. Che Guevara birebir vakitte Fidel Castro’nun yakın bir müttefikiydi ve dünya çapındaki komünistler için bir kahramana dönüştü.
General Prado’nun oğlu, babasını “sevgi, kişilik ve cesaret” mirası bırakan dayanılmaz bir insan diye tanımladı.
Guevara’yı infaz eden subay Mario Teran ise geçen yıl ölmüştü.
General Prado, Guevera’nın buyruğundaki gerilla kümesine baskın yaptıktan sonra, ülkedeki askeri rejimi savunması nedeniyle ulusal bir kahraman ilan edilmişti.
Prado, ABD’de eğitilen Bolivyalı askerlerle birlikte, başta 120 kişi olan lakin daha sonra 22 şahsa kadar düşen Che Guevara’nın kümesini takip etmişti.
General Prado, kazayla bir kurşunun omuriliğine saplanması sonucu 1981’den bu yana tekerlekli sandalyede yaşıyordu. “Che’yi nasıl yakaladım?” diye bir kitap da yazmıştı.
Che Guevara, öldürüldükten sonra bâtın bir yere gömülmüş, 1997’de kalıntıları bulunmuş ve Küba’ya defnedilmişti.
Yorum Yok