Kalıcı körlüğün en büyük sebeplerinden birinin şeker hastalığı olduğunu söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selim Demir, “Ülkemizde 20 yıl ve üzerindeki şeker hastalarının büyük bir çoğunluğunda göz sorunu ortaya çıkmaktadır” dedi. Demir, kandaki şekerin damar duvarlarında kalıcı hasara neden olduğu konusunda da uyardı.
Kan
Türkiye’de evlenmeden evvel çiftlerin kesinlikle talasemi hastalığı testi yaptırması gerektiğini belirten Çocuk Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Davut Albayrak, “Türkiye’de her 100 bireyden 2’sinde görülen talasemide taşıyıcılık kalıtsaldır. Hastalık ömür uzunluğu sürer, bulaşıcı değildir, öbür bir hastalığa dönüşmez. Evliliğe mahzur değildir. Ama iki taşıyıcı evlenecek ise kesinlikle genetik müracaat almalıdır. Tüp bebek usulleriyle hasta çocuk doğma oranı çok azaltılabilir” dedi.
Halk ortasında Akdeniz Anemisi olarak bilinen talaseminin genetik geçişli bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Sema Anak “Dünyada gelişmekte olan ülkelerde bilhassa Akdeniz etrafında talaseminin beta tipi mevcuttur. Aile içi evlilikler arttıkça hastalığın oranında da artış kelam hususudur. Ülkemizde birtakım bölgelerde hastalığın çok sık olduğu söylenmektedir. Bu hastalardaki en büyük sorun, aldıkları her eritrosit transfüzyonunda bedenlerinde demir birikmesidir. Bu durum bütün organ sorunlarına neden olur. O yüzden demir atıcı ilaçlarla da destek ediyoruz” dedi.
Sertleşme sorunu yaşayan erkeklerin aklına tedavide birinci olarak sertleşme ilaçları geldiğini söyleyen Prof. Dr. Halim Hattat, “İlaçlar herkese uygun değil ve en sık görülen yan tesirler ortasında baş ağrıları, yüz kızarıklığı, hazımsızlık ve burun tıkanıklığı var. Sertleşme fonksiyonunda en kıymetli rol damar yapısında” dedi.
Ayakkabı imalatı ve kauçuk üretiminde kullanılan benzen hususuna yüksek dozda maruz kalınması mevtle sonuçlanabileceği bildirildi.
Kızılay’ın tartışmaların odağı haline gelmesinin akabinde kan bağışı da azaldı. Cumhuriyet’e konuşan Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Lideri Kürşat Bozkurt, “En az yüzde 40 civarında ameliyatlarda erteleme kelam konusu. Aciliyeti olan hastaların ameliyatlarını önceleyerek başkalarını ertelemek zorunda kaldık” dedi.
Zelzele sonrası skandallarla gündemden düşmeyen Kızılay’da kan stoklarının yetersizliği kalp ameliyatlarını da vurdu. İstifa davetlerinin karşılıksız kaldığı Kızılay’a kan bağışı yapılmaması nedeniyle kalp ameliyatlarının yüzde 30’unun ertelendiği ortaya çıkarken Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği, sorunun tahlili için Kızılay’ın stratejisini değiştirmesi gerektiğini düşünüyor.
Habertürk müellifi Fatih Altaylı, Kerem Kınık’ın lideri olduğu Kızılay’da çadır skandalının ve kan satıldığı savlarının ortaya çıkmasının akabinde kan bağışı yapılamadığına ait bir yazı kaleme aldı. Altaylı, “Daha depremzedelere çadır satışı skandalı ortaya çıkmadan, daha başındaki adamın ne mal olduğu anlaşılmadan evvel Murat Bardakçı “Ben bu Kızılay’a değil yardım etmek kan bile vermem” demişti televizyon ekranında. Ancak bir çadır skandalı, Murat’ın kelamlarının üzerine tüy dikmiş olmalı ki, Kızılay bugün kansız” sözlerini kullandı.
Depremzedelere çadırı parayla sattığı için güvenilirliğini yitiren Kızılay’da kan stokları kritik düzeye indi. Kurum, “Üç günlük kan kaldı” diyerek bağış daveti yaptı. Hekimler, “Ameliyatlar durma noktasına gelebilir. Kan bekleyen hastalar güç durumda” tabirini kullandı.
Ramazan ayında kilo vermenin yahut almanın önüne geçmek için tekliflerde bulunan Natüropat ve Beslenme Uzmanı Ertekin Aykaç, “Kan kümemizi baz alarak oluşturacağımız beslenme programıyla bilhassa Ramazan ayında kilo vermemiz ve kilomuzu denetim etmemiz mümkün hale gelmektedir” dedi.